Okuma yazmayı yeni öğrendiğim vakitlerde, evebeynlerim uyuduğunda o zamanların popüler bir kanalı olan Cine 5'i gece gizlice açıp, altyazısını yarım yamalak takip etmeye çalışarak izlediğim bir diziydi Sex And The City. Sonra unuttum gitti tabi. Teenage yıllarımda tekrar yolum kesişti kendisiyle. O zamanlardan beri benim için 6 sezonluk bir diziden fazlası.
Hayatımda almış olduğum kararların bazıları Carrie ilhamı taşıyor. Üniversitede Gazetecilik okuyup, bir zamanlar Vogue dergisinde çalışmamın da kendisinin payı büyük.
Bu diziyi bu kadar çok sevme nedenim, belki de kendimden ve çevremden çok fazla tanıdık izler bulmam olabilir. İstanbul'da yaşadığımız kaos ortamının modernize edilip bize sunulmuş hali olarak görüyorum.
Her ne kadar çok istesem de, tam zamanlı bir işte çalıştığım için bloğa çok fazla vakit ayıramadığım zamanlar olabiliyor. Vakit buldukça bu diziyle alakalı daha farklı paylaşımlarda bulunacağım.
Her ne kadar çok istesem de, tam zamanlı bir işte çalıştığım için bloğa çok fazla vakit ayıramadığım zamanlar olabiliyor. Vakit buldukça bu diziyle alakalı daha farklı paylaşımlarda bulunacağım.
Pinterest kullanıyor musunuz? Kullanmayanınız varsa hemen şimdi bir profil oluşturmanızı öneriyorum. Bence en fayda sağlayan sosyal medya mecrası Pinterest. Tek yan etkisi, bazen saatlerinizi bile sizden alabilecek olması. Her ne kadar fazla vakit geçirseniz de, geriye dönüp oluşturduğunuz panoları incelelediğiniz zaman size bir şeyler kattığını anlayabiliyorsunuz. Ben de bugün sizlerle, Pinterest'te oluşturduğum SATC panosundan hoşuma giden bazı görselleri paylaşacağım.
Bonus:
